15 Ağustos 2007 Çarşamba

Olmaması Gereken Şeyler Oluyor

Oğlunu bulana yüz bin lira vereceklerin ilanlarının yirmi beş sene sonra yeniden anlamlı kılındığı; muhteviyatında insandan çok silikon bulunup, bir de melodik ses çıkarabilenlerin şarkıcı; o sesi birkaç sene çıkarabilenlerin de sanatçı olduğu; ilişki kelimesinin ilk anlamının cinselliğe, ikinci anlamının da çıkara dayandığı; acıyıp da bozuk paralarınızı paylaşacak olduğunuz veletin, daha fazlası için boğazınıza bıçağı dayadığı ve az düşünenin çok kazandığı garip bir ülkede yaşıyoruz. Daha sağlam kazıklanınca ayrıcalıklı, paramızın karşılığını almaya çalışınca ikinci sınıf vatandaş oluyoruz. Nasıl bir düzen (!) kurduk biz böyle? Düzen? Galiba... İşin kötü yanı, bu kargaşanın içinde bir şekilde mutlu kalabilmemiz. Pisliği temizlemek yerine, pislikte yaşamayı öğreniyoruz. Ben de öğreniyorum. Mutlu muyum? Mutluyum. Hayır, mutsuzum. Çalkalanıyorum muntazaman.

Hiç yorum yok: